The act of overcoming or outdoing
Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
İngilizce - Türkçe
the act of overcoming or outdoing teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- beating
- dövme
Sami, Leyla'yı dövmeye başladı.
-Sami began beating Layla.
O beni dövmekten vazgeçmeyecek.
-She won't stop beating me.
- beating
- {i} dayak
Tom geçen hafta dayak yemiş.
-Tom took a beating last week.
Tom babasından acımasız bir dayak yedi.
-Tom received a brutal beating from his father.
- beating
- kötek
- beating
- {i} dayak atma
- beating
- (Kanun) kaba dayak
- beating
- (Tıp) vuru
Yağmur pencerelere vuruyor.
-The rain is beating against the windows.
Yağmur pencerelere vuruyordu.
-The rain was beating against the windows.
- beating
- döğüş
- beating
- mariz
- beating
- vurarak
- beating
- {f} vur
Onun hayvana vurduğunu gördüm.
-I saw him beating the animal.
Yağmur pencerelere vuruyordu.
-The rain was beating against the windows.
- beating
- yenilgi
İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
-Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
- beating
- dövüş
- the act of
- eyleminin
- beating
- {i} sopa
- beating
- (isim) dövme, dayak, dayak atma, pataklama (Argo), vuruş, kötek; yenilgi; bozgun; sopa
- beating
- beat vur/dön/yen
- beating
- {i} pataklama (Argo)
- beating
- {i} vuruş
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.